Evet gülüşe ruhu veren dünya üzerinde gülebilen tek canlı olan insanoğlunun kalbindeki güzelliktir. Gülüşün mesleki kariyerde de yeri tartışılmazdır. Gülüşler sosyal gülüş, sportif ve seksüel gülüş olarakta sınıflandırılmış olsalar da as olan içten gelen gülüştür. Ruhtaki güzelliğin en saf ifadesi olan gülüşün yüzdeki yansımasına bakacak olursak; kıpır kıpır bir teni, pırıl pırıl parlayan bir çift gözü, inci gibi parlayan tertemiz dişleri, belirgin elmacık kemikleri, gamzeli yanakları, dolgun dudakları ve gergin bir boynu görmez miyiz.
Evet yukarıdaki bu tarif, genlerimizle bize geçen, ailemizden öğrendiğimiz mutlu insan olma sanatının çevreye yansımasıdır. Bu güzel dizayn edilmiş gülüş şekline ilk gençlik döneminde yüzümüze oturmaya başlarken, orta yaşlarda hafif deforme olabilir. İşte, ruhtaki gençliğin bedenimizdeki koruyucuları olan estetik cerrahların güzel elleri bize gülüşümüzün tazeliğini geri verebilir. Güzel gülebilmek, ruhtaki güzelliği dışarıya doğru yansıtabilmektir. Ancak, kişinin yüz anatomisi buna her zaman müsait değildir.
Gülerken şu problemleri yaşıyorsanız;
Dişlerinizi gizlemeyebilmek için rahatça gülemiyorsunuz alın, göz çevresi ve dudakların yan tarafındaki çizgiler gülerken daha da artıyorsa. Gıdığınız çok fazla belirginleşmişse. Gülerken çeneniz daha da mı küçülüyor ya da daha mı belirginleşiyor? Nazolabial oluk dediğimiz, burun-dudak arasındaki çizginiz çok mu derinleşiyor? Gülerken dudaklarınız çok mu inceliyor? Başkalarının gülüşünü mü beğeniyorsunuz?
Bu sorularımızın cevapları evetse; siz gülüşünüzü beğenmiyor ve ne yazık ki belki de gülemiyorsunuz. Oysaki gelişen teknolojinin biz estetik cerrahlara sunduğu imkanlarla sizlere özlediğiniz gülüşü geri kazandırmak hiçte zor olmayacaktır. Estetik cerrahi, sanatın tıpla buluştuğu noktadır. Mutlu yüzü yaratmakta da gülüş dizaynı kavramı ile tanışırız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder